Osmanlı Sultanları'nın güzellik sırları...

Başlatan Tekyürek, 25 Ekim 2014, 16:14:50

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Osmanlı Sultanları'nın Güzellik Sırları... [/i][/b]

 

 







 Prof. Dr. Ayten Altıntaş, Osmanlı  tıbbının ve güzelliği koruma ilminin binlerce yıllık Hint, Arap, İslam  ve Roma kültür birikimi kullanılarak oluştuğunu söylüyor. Bu ise insan  aklını zorlayacak muazzamlıkta bir bilgi dağarcığı demek.





 Zaten Altıntaş'a göre Topkapı  Sarayı'ndaki kütüphane dünyanın en değerli elyazması kitaplarının yer  aldığı en iyi kütüphane. Çünkü devrin süper gücünü yöneten padişaha en  iyi ve yeni bilgilerle kaleme alınmış kitaplar gönderilirdi. Bu yüzden  de Altıntaş, "Keşke yeteri kadar değeri bilinse." diyor.





 Son 10 yıldır Osmanlı tıbbı üzerine  araştırmalar yapan tıp tarihçisi Prof. Dr. Ayten Altıntaş'ın, henüz  basılmamış "Osmanlı'da Sağlıklı Yaşam" ve "Sarayın Güzellik Sırları"  adında iki kitabı var. Bizim, medyatik güzellik ve beslenme uzmanları  Hintlilerin ya da Tibetlilerin sağlıklı yaşam sırlarını çözmeye  çalışırken insanlık tarihinin binlerce yıllık bilgi birikimini kullanan  Osmanlı'nın tıp bilgi dağarcığında bir hazine yatıyormuş. Neyse ki  Altıntaş, kütüphanelerin tozlu raflarında çürümeye bırakılmış  elyazmaları arasından bu hazineyi çıkarttı. Aslında Osmanlı tıbbında  tedaviler konusunda araştırmalar yapan Altıntaş, tamamen kişisel merakı  sonucunda Osmanlı sarayının güzellik sırlarına ulaşmış. Zira  araştırmalar için sık sık gittiği Topkapı Sarayı kütüphanesinde, "Bu  sarayda dünyanın en güzel kadınları ve erkekleri yaşadı. Güzelliklerini  nasıl koruyorlardı?" diye düşünmüş. Paha biçilemeyen elyazması tıp  kitapları arasında da şaşırtıcı bilgilere ulaşmış: "Osmanlı tıbbının  yüzde 60'ı sağlıklı yaşamla ilgili. Osmanlı hekimlerinin hepsi hasta  olmadan önce tedavi yollarını bilirdi. Modern tıp hastalığa yakalanmadan  önlem almayı yenilerde konuşmaya başladı. Osmanlı'da sadece hekimler  değil, halk da hastalıklara karşı önlemleri bilir ve yaşamlarının bir  parçası olarak kullanırdı." Altıntaş'ın şimdilerde Osmanlı tıbbının ne  kadar önemli olduğunu anlatmasına bakmayın, 30 yılı aşkın bir süredir  tıp tarihi araştırmaları yapan hoca başlarda bu konuya önyargılı  yaklaşıyormuş: "Osmanlı tıbbına en başta hep soru işaretleriyle  yaklaştım. Uzun bir zaman reddettim. Ancak sonradan baktım ki bugünkü  tıp Osmanlı tıbbının yüzyıllar önce söylediklerini yeni tespitleri diye  sunmaya başladı. Artık hiçbir şüphem kalmadı." Osmanlı'da sağlıklı yaşam  demek güzellik ve gençlik sırlarına hâkim olmak demek. Cerrahpaşa Tıp  Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof.  Dr. Ayten Altıntaş'ın sponsor bulamadığı için bastıramadığı  kitaplarından güzellik ve gençlikle ilgili birkaç sırrı sizinle  paylaşıyoruz.





 Saraydakilerin bir numaralı  güzellik sırrı temizlikti. Hamam kültürü bu sebeple gelişmiş. Banyoda  mutlaka keselenirlerdi ve keselenmek de en doğal peeling'dir.





               ***



    Temizlikte  sabun en önemli ürün. Bu sebeple çok büyük bir sabun sektörü vardı.  Saraya da en kaliteli sabunlar gelirdi ve bunlara eritilip kullanacak  kişinin zevkine göre gül veya meyve şekilleri veriliyordu. Saraylıların  sabunları mutlaka kokulu olurdu.





    ***

 

 Saçlar sabunla yıkandığı zaman  sertleşir. Bunun için yumuşatıcı olarak hatmi ve ebegümeci kullanmışlar.  Bu bitkileri kaynatınca kıvamlı bir su oluşur. İşte o kıvamlı su  bugünkü saç kremlerinden daha etkili. Saraya kilolarca kurutulmuş hatmi  ve ebegümeci gelirdi.



    ***



 

 Saç ve cilt bakımında kili çok  kullanmışlar. Kildanlıkların içine önce kili sonra da suyu koyarlarmış.  Kil aşağıya çökünce, üstündeki suyu kullanırlardı. Bu suyun yumuşatıcı  ve saçı-deriyi besleyici etkisi vardır.



    ***

 

 Cilt bakımında yağları çok  kullanmışlar. Çünkü keselenip, ölü deriyi attıktan sonra dışarı  çıkılırsa cilt çabuk buruşur. Bu yüzden banyodan sonra ince bir tabaka  yağ cilde sürülürdü. Böylelikle dış etkenlerden korunurdu.





     ***

 

 El, ayak ve tırnak bakımı da çok  önemliydi. Bunun için susam veya zeytinyağı çok kullanırlar. Ama bunları  bitkilerle birlikte kullanırlardı. Özellikle gül yağı tercih edilirdi.  Bu da şöyle elde edilirdi; kokulu gül yaprakları zeytinyağı ya da susam  yağı içinde bekletilir. Sonra süzerek elde edilen yağ, cilde çok  faydalıdır.



   



***

 

 Osmanlı saraylarında tonlarca gül  suyu kullanılıyordu. Çünkü gül suyu yüzü temizler, cildi nemlendirir,  kırışıklıkları giderir. Hafif ve huzur veren kokusu vardır. Cilt  hastalıklarına ve yaralara iyi gelir. Hatta Osmanlı gül yağını ruh  hastalıklarının tedavisinde kullanmış. İbn-i Sina'nın bile gül yağı  kullandığı söyleniyor. Gül macunu ve şerbeti hazımsızlığa iyi gelir. Bu  şerbet, bal ve gül suyu karıştırılarak elde edilirdi.



    ***

 

 Osmanlı sarayında kokular çok  önemlidir. Hatta hekimler kokuyla tedavi bile yapıyor. Değişik kokuların  insanları ruhen ve bedenen nasıl tedavi edeceğini çok iyi bilirlerdi.  Çok güzel parfümler elde ederler. Alkolsüzdür bunlar. Özellikle baharda  buhur günleri yaparlardı. Sabahlara kadar kazanlar kaynar güzel kokular  elde edilirdi. Çok güzel parfüm şişeleri vardı. Bizim güllüabdan  dediğimiz harikulade şişerler kullanılırdı. Üstü mücevherlerle  süslenirdi, en kötüsü gümüşten olurdu. Koku üreticileri hayal  edemeyeceğiniz kadar çok para kazanırlardı. Saray en çok misk ve amber  kokardı.







      ***

 

 En önemli güzellik sırlarından biri  de limondu. El ve yüzleri için beyazlatıcı olarak kullanılırdı. Limon  antiseptiktir ve içinde şeker vardır, yüzü besler, gerginleştirir ve  yaraları iyileştirir.

   

  ***

 

 Osmanlı'da çok önemli iki estetik  kaygı vardı. Ciltlerinin beyaz, saçlarının siyah olması makbuldü. Açık  renk saç sevilmiyordu. Beyaz ten ise güzellik demekti. Güzellik ve genç  kalmak için yemelerine çok dikkat ederlerdi. Zaten kesinlikle çok  yemezlerdi. Özellikle ilkbaharda çok az yenilir, yenilenler de  bağırsakları ve kanı temizleyecek sebzeler olurdu. Mesela kiraz kanı  temizlediği için çok yeniyordu. İlkbaharda müshil ya da tuzlalardaki  tuzlu sular içilerek bağırsaklar temizleniyordu.

Linkback: Osmanlı Sultanları'nın güzellik sırları...
  • Gösterim 2,446 
  • Bayanlar bölümü
  • 0 Yanıtlar


Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor Üye ol Veya Giriş Yap


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious

Benzer Konular (5)

Yanıtlar: 0
Gösterim: 2008

Yanıtlar: 0
Gösterim: 2222


İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz