Ofis Bilgisayarlarının Çalışma Sistemi

Başlatan Tekyürek, 25 Ekim 2014, 15:13:35

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ofis Bilgisayarlarının Çalışma Platformu



İsterseniz günümüzde  hemen hemen her ofiste görebileceğiniz bir bilgisayar ağını ele alarak,  bilgisayar ağlarının temel çalışma prensiplerini  inceleyelim.



Firmanın ismi Ak Tic. olsun. Ofiste Windows 2000  yüklü bilgisayarlar var. Windows 2000 ağ özelliklerini sağlayan bir işletim  Platformu, bu da onu OS(Operating System-İşletim Platformu) olmanın yanısıra bir  de NOS(Network Operating System-Ağ İşletim Platformu) yapıyor. Ak Tic.’in  bilgisayar ağı en popüler kablolama şekli olan Unshielded Twisted Pair(UTP)  kullanıyor.







Ancak bu bölümde anlatılacaklar ne işletim sistemiyle  ne de kablo tipiyle alakalı değil. Dünyada farklı ağ işletim sistemleri ve  kablolamalar mevcut. Bu yazıda sadece bir bilgisayar ağını meydana getiren  değişik Program ve donanım bileşenleri ve herbirinin işlevleri üzerinde genel  bir görüş edinmenizi sağlamak istiyorum. Bu nedenle değişik ağlar değişik kablo  tipleri veya işletim sistemleri kullansalar da, burada anlatılacaklar prensip  olarak bütün ağ sistemlerini kapsayacaktır.











Üstte Selin Hn. ve Ayşe Hn.’ı görüyorsunuz. Tahmin edebileceğiniz gibi onlar  şirket çalışanları. Ayşe ve Selin’in işleri gereği sık sık birbirlerinin  bilgisayarındaki dosyaları kullanmaları gerekiyor. Örneğin Ayşe Excel’de aylık  satış raporunu henüz bitirdi ve Selin’in de kontrol etmesini  istiyor.



Ayşe’nin yapabileceği ilk şey, klasik yöntemi kullanmak: Dosyayı  diskete kopyala, ayağa kalk, disketi Selin’e ver. Ancak bilgisayar ağı Selin’in  yerinden kalkmadan Ayşe’nin bilgisayarına erişmesini ve bu dosyayı kendi  bilgisayarına kopyalamasını sağlıyor. Şimdi nasıl oluyor bu işler ona  bakalım...

Kablo



Ağ ilk başta bilgisayarlar arasında fiziksel bir  bağlantıya ihtiyaç duyar. Böylece veri bitleri bilgisayarlar arasında  aktarılabilir. Günümüzde bir çok ağ altta gördüğünüze benzer unshielded twisted  pair-kaplamasız dolanmış çift (UTP) kabloyu kullanıyor. Bu tip kablo 4 veya 8  telden oluşuyor ve bu teller birbirine dolanmış çiftler halinde. Unutmayın  farklı kablo tipleri, hatta kablosuz teknolojiler de kullanılabilir, burada  amacımız, ağ’ın çalışabilmesi için veriyi aktaracak bir ortama ihtiyacı olduğunu  kavramanız.







Hub



Bir diğer ağ bileşeni ise hub. Ağa bağlı her  bilgisayardan hub’a bir kablo gidiyor. Hub bir uçtan gelen bilgiyi, gitmesi  gereken uca yollamıyor, ancak bütün uçlara birden yolluyor(bu önemli bir bilgi,  ilerde çok karşımıza çıkacak). Bu durumda her bilgisayar hub’dan gelen verinin  kendine ait olup olmadığını tespit etmek zorunda.







Üstte bir hub görüyorsunuz. İki sarı ve bir gri kablo  bilgisayarlardan geliyor. Renklerin hiçbir önemi yok. Kablolar değişik renklerde  olabilir. En sağdaki siyah kablo dikkatinizi çektiyse, çekmediyse de ben çektim  işte şimdi, bu kablo da hub’ın çalışmasını sağlayan elektik bağlantısı, yani  adaptörden geliyor.



Hub’lar aktif cihazlardır, yani çalışmak için  elektriğe ihtiyaç duyarlar.







Tekrar belirtiyorum, biz burada hub  kullanan bir ağ sistemini örnek aldık, farklı ağ sistemleri de mevcut. Ancak  birazdan okuyacaklarınız hepsi için geçerli.





Ağ kartı



Ağın  çalışmasını sağlayan diğer bir bileşen ise Network Interface Card(NIC) - Ağ  Kartı’dır. Sık sık ethernet kartı deriz, aslında ağ kartı demek daha doğru. Bu  bir "generic name" haline gelmiş. Nasıl margarin yerine "sana yağ" diyorsak, ağ  kartları içinde "ethernet" türü tartışmasız en yaygın tür olduğu için, ağ kartı  ethernet kartına dönüşmüş. Ancak başka ağ teknolojilerinde çalışmak üzere  üretilmiş ağ kartları da mevcut. Sonuç olarak ağ kartı genel bir tanım, ethernet  ise bir alt tür, ama en yaygın olanı. Ağ kartları çok değişik tipte olabilirler  ama Ak Tic.’in kullandıkları ve sizinde kullanacaklarınız mutemelen aşağıdakine  benzeyecektir.











Peki ağ kartının görevi ne? Bilgisayarlar verileri ikilik sayı  sisteminde yani 1 ve 0’lar olarak işler ve saklarlar. Ağ kartları da  sayısal(dijital) veriyi elektrik, ışık veya radyo sinyalleri olarak diğer  sistemlere iletme görevini yerine getirir. Elektrik sinyallerini kullanan ağ  kartları en yaygın tip olduğu için isterseniz onlarla devam edelim.







Bilgisayarın devre kartları üzerinde saniyede milyonlarca küçük  elektrik akımı oluşur. Örneğin sabit diskten okuma yapılırken, sabit disk’ten  çıkan elektrik sinyalleri disk kablosundan ana karta girer. Oradan da CPU ve  bellek modüllerine ulaşır.







Sinyaller bilgisayarın kasası içindeki  devreler üzerinde nispeten problemsizce seyahat eder. Ancak bu sinyaller  bilgisayarın dışına çıktıklarında ister istemez daha uzun mesafelerde yol almak  zorundadır. Bu aslında oldukça zor bir iştir. Çünkü yüksek frekanstaki zayıf  elektrik sinyallari dış etkenlere karşı çok hassastır. Ağ kartları işte bu  verinin iletiminde oldukça iyi bir iş çıkarırlar ve sinyallerin bilgisayarın  veri yollarından ağ kablosuna aktarılması(veri gönderirken) ve kablodan tekrar  bilgisayarın veri yoluna aktarılması(veri alırken) işini görürler. Dolayısı ile  ağ kartının ilk göze çarpan görevi bilgisayarın veri yollarındaki veriyi dış  dünyaya aktarmaktır.







Ancak ağ kartlarının görevi bununla bitmez.  Ağ kartları bilgisayarın ağ üzerindeki kimliğini de temsil ederler. Kimlikten ne  mi kastediyorum, şu örneği düşünelim isterseniz. İki bilgisayarı üzerlerindeki  seri veya paralel port’lardan bağladığımızı düşünelim. İki bilgisayarı  haberleştirmenin en basit yolu budur. Böyle bir bağlantıda sadece iki bilgisayar  söz konusudur. Bir bilgisayarın veri gönderim portu diğerinin alım portuna  bağlıdır. Diğerinin gönderimi de ötekinin alım portuna. Ve en basit yöntemlerle  bir taraf gönderilecek veriyi gönderim portuna koyar, karşı tarafta alım  portundan bunu okur.







Ancak ikiden fazla bilgisayarın bağlı olduğu  bir sistemde ister istemez şu soru akla gelir, bir taraf veriyi istediği  bilgisayara nasıl ulaştıracak?







Değişik ağ sistemleri (ethernet,  token-ring) bu soruya değişik cevap vermiştir. Örneğin Token-Ring ağlarında  aradaki fiziksel bağlantı star olsa da, yani bütün makinalardan çıkan birer  kablo ortadaki bir hub’a girse de, sistem çalışırken ağ üzerinde Token/Jeton adı  verilen bir sinyal dolaşır. Bu sinyal sırayla bütün terminalleri dolaşır. İşte  "Ring" buradan gelmektedir. Bir terminal veri göndermek istediğinde boş token  sinyalinin kendine gelmesini bekler. Token gelince yollayacağı veriyi token  mesajına iliştirir. Mesaj üzerinde alıcı ve gönderen makinanın ağ kartı adresi  de bulunmaktadır. Dolu token sırayla terminalleri dolaşmaya devam eder. Her  makina gelen dolu token’e bakar ancak sadece "alıcı" adresi kendi adresi ise  veriyi alır ve geriye onay mesajını yollar. Token onay mesajını gönderen  makinaya ulaştırdığında artık veri gönderilmiştir. Token boşalmıştır ve ring  yapmaya devam eder. Tabii bu işlem saniyede milyonlarca kez gerçekleşir. Bu  sistemde diğer makinaların nasıl kendi sıralarını beklediklerine dikkat  ediniz.







Ethernet ise farklı bir çözüm sunar. Ethernet ağında ağ kartı  veri göndermeden önce kabloyu kontrol eder, kimse kullanmıyorsa, alıcı ve  gönderen makinanın ağ kartı adresinin yazılı olduğu veriyi kabloya salar. Bu  veri bütün terminaller tarafından alınır. Ancak sadece "alıcı" adresi kendi  adresi olan makina bu veriyi işler diğerleri göz ardı  eder.







Token-Ring ve Ethernetin kabloyu kullanma sırası ve verinin  aktarım yönteminde farklılaştığını gördük. Ancak her iki sistemde de ağ  kartlarının, ağ üzerinde eşi benzeri olmayan, bir adrese sahip olduklarına  dikkat ediniz. Sistemler birbirini işte bu benzersiz kimlik ile birbirinden  ayırıyorlar. Ve bu adrese MAC adresi diyoruz.





MAC  adresi







Her ağ kartı içinde üretilirken kaydedilmiş ve dündaya bir  eşi olmayan bir numara mevcuttur. Media access control address (MAC) olarak  adlandırılan bu adres 48 bit’tir.







Ağ kartları bir diğer ağ  kartına veri yollarken alıcıyı diğerlerinden ayırmak için bu MAC adresini  kullanır.







Ağ kartı üreten firmalar, önce IEEE (Institue of  Electrical and Electronics Engineers) isimli kuruma başvurur ve 24 bit’lik bir  üretici kodu(her üreticiye farklı kod veriliyor) alırlar. Sonra ürettikleri her  karta ilk 24 biti üretici kodu, son 24 biti ise her kartta farklı olacak şekilde  MAC adresini koyarlar.







Bir ağ kartı MAC adresi şu şekilde  olabilir:





MAC Adresi

110011110110111011101111  011101111011011101110001

Üretici kodu



Kart seri  numarası







Tabii bu şekilde ikili sistemdeki sayıların okunması  insanlar için zor olduğundan MAC adresleri onaltılı sayı sistemine çevrilerek  ifade edilir. Tipik bir MAC adresi 00-50-05-1A-00-AF şeklindedir.  Hexadecimal(yani 16’lı sayı sisteminde) olan bu adreste her bir rakam (mesela B)  4 bite karşılık gelir.







Böylece 12x4=48’dir. Buna göre ilk 6 rakam  yani 00-50-05 üretici kodu, son 6 rakam ise bu kartın seri numarasıdır. MAC  adresi bütün olarak değerlendirildiğinde dünyada üretilen her ağ kartı farklı  bir MAC adresine sahip demektir.







Ağ kartları istekte bulunan her  yazılıma MAC adreslerini bildirirler. Eğer Win9x kullanıyorsanız Winipcfg  programı ile ağ kartınızın MAC adresini görebilirsiniz.







Adapter Address MAC adresini gösteriyor.





MAC adresi  ağ kartını satın aldığınıza zaten kartın üstündeki bir elektronik çipe kodlanmış  haldedir. Bu adres normalde değiştirilemez(ancak son dönemde bu işi yapan  programlar ortaya çıktı). Ancak MAC adresini değiştirmeniz, hatta ne olduğunu  bilmeniz bile çoğu zaman gereksizdir.

Veri paketleri(Frame)



Ağ  kartları veriyi kablo üzerinde sinyaller halinde iletiyor dedik, peki sinyaller  dolayısıyla veri, karşı tarafa nasıl ulaşıyor?







Karşıya  yollanacak veri, örneğin ağ üzerinden karşı makinaya kopyalanan bir World  dosyası, tek parça halinde gönderilmez. Sabit boyutta küçük parçalara bölünür ve  bu parçaralara da bazı ek bilgiler eklenerek gönderilir. Bu veri blokları da  veri paketi(frame veya ethernet frame) olarak  adlandırılır.







Veriler ağ üzerinden sabit yapıda paketler(frame)  halinde iletilirler dedik, aslında bu paket aktarılacak veriyi ve diğer gerekli  bilgileri içeren bir sinyal bloğudur. Ağ kartı bu veri paketlerini oluşturur,  yollar ve gelen paketleri alıp işler.







İsterseniz ağ kartını  aşağıdaki gibi bir karikatürle temsil edelim. Veri paketleri burada hazırlanıp  yollanıyor ve gelen paketler işleniyor. Ağ kartı içinde bu işleri yapan bir  elemanımız da olsun(ismi Ethem-doğal olarak....
Linkback: Ofis Bilgisayarlarının Çalışma Sistemi
  • Gösterim 2,049 
  • Bilgisayarla ilgili gelişmeler
  • 0 Yanıtlar


Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor Üye ol Veya Giriş Yap


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz