Décapiter - Boynunu Vurmak (Kazığa Oturtmak)

Başlatan Tekyürek, 25 Ekim 2014, 17:43:33

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Fransa'da çok  meşhur bir sözlük vardır, Larousse. Burada bir kelime var, "décapiter".  Bu kelime 1931 yılındaki sözlükte boynunu vurmak diye ifade ediliyor.  Kelimenin bir başka anlamı daha var. Kazığa oturtmak, yani sivri bir  kazık hazırlamak ve insanları kazığın bir ucu ağzından çıkacak şekilde  üzerine oturtmak. Vahşi bir uygulama. Burada kazığa oturtmak deyiminin  manasını açıklığa kavuşturmak için örnek veriliyor: "Türkler bugün bile  esirlerini kazığa oturturlar."



  Atatürk bunu öğrenince Fransız büyükelçisini yemeğe davet ediyor. Elçi  diğer elçilere böbürleniyor, hava atıyor Atatürk tarafından davet  edildiği için. Köşke geliyor, yemekler yeniyor.



 Atatürk tabii bir şekilde elçiye bu kelimenin anlamını soruyor. O da bildiği anlamı söylüyor.



 Atatürk : "Kelimenin başka bir anlamı var mı?" diye sorunca

 Büyükelçi: "Bunu söylemek için sözlüğe bakmam gerekir" diyor.



  Atatürk daha önce hazırlamış olduğu ve çalışanlarına öğütlediği şekilde  Larousse' u getirtip büyükelçinin önüne koyduruyor. Elçi daha işin  nereye kadar gideceğinin farkında olmadan hevesle okumaya başlıyor.  Ancak kelimenin karşısında kazığa oturtmak konusunda verilen örnek  cümleye gelince ancak yarıya kadar okuyabiliyor ve yarısından sonra  yutkunarak Atatürk' ün yüzüne bakıyor.



  Atatürk diyor ki: "Demek ki biz Türkler bugün de esirlerimizi kazığa  oturtuyoruzöylemi, öyle mi sayın sefir? Sözlüğünüze böyle yazmışsınız,  bu doğru mu?



 Sefir hemen sözlüğü biraz karıştırıyor ve bir kaçamak noktası bularak  diyor ki:"Efendim bu sözlük Katolik Kilisesi'nin matbaasında basılmış,  bildiğiniz gibi biz laik ülkeyiz kilisenin yaptıklarının bizim  hükümetimizle bir ilgisi yok. Bizi ilgilendirmez ve biz kiliseye  karışamayız."



 Atatürk: "Öyle mi efendim, siz laik bir ülke olduğunuz için demek ki  kiliselere karışamıyorsunuz. Öyleyse ben de yarından itibaren  İstanbul'daki kiliselerin kapılarına koca birer kilit astırıyorum"  diyor.

 Bunu duyan sefir birden ayağa kalkıyor ve: "Ekselans, protesto ederiz " diyor. Bunun üzerine

  Atatürk: "Hani sizi ilgilendirmiyordu, karışmıyordunuz? " diyor ve  ilgililere dönerek:"Sefire yolu gösterin" diyerek bir anlamda onu  kovuyor.



 Sonra ne mi oluyor?

  Tabii Fransız hükümeti laiklik söylemlerini bir tarafa bırakıyor, hemen  o sözlük toplatılıyor ve yeni baskısında o cümle çıkarılıyor.



 Namık Kemal Zeybek Atatürk'e yolculuk - Kanal B Televizyonu
Linkback: Décapiter - Boynunu Vurmak (Kazığa Oturtmak)
  • Gösterim 1,667 
  • Herşey Genel Paylaşım
  • 0 Yanıtlar


Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor Üye ol Veya Giriş Yap


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz